REHBERİN  POSTASI

                                                               

ATATÜRK

"Eğitimdir ki, bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır, veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terkeder."

 EĞİTİM KÜLTÜR

 

REHBERLİK 

 

 Ders Çalışma

 Sınav Kaygısı

 Olumsuz Tutumlar

 Mutlu Çocuk

 Özgüven

 Ev Ödevi

 Arkadaşlık

 Ergenlik Dönemi

 Etkileşim

 Çoklu Zeka

 Çalışma Planı

 Etkili Öğrenme

GENEL KÜLTÜR

 Ailenin Dikkatine

 OkulveAile İşbirliği

 Seminer Konuları

  Anne-Baba

   Anaokulu

 

 

 

 

 

 

   

ÖĞRETMENLERE DİSİPLİN SAĞLAMADA ÖNERİLER

1. Ara sıra ufak tefek disiplin olaylarını şakaya dönüştürün.
2. Eğlenceli durumlarda sınıfla birlikte gülerseniz sınıfı kontrol edemez hale gelmekten korkmayınız.
3. Öğrencinin hiç bir soru sormaksızın itaatkar davranmasının arzu edilir bir şey olmadığını biliniz.
4. Bir öğrenciyi uyarmanız gerekiyorsa bunu herkesin önünde yapmayınız.
5. Disiplin sağlamanın birçok öğretmenin iddia ettiği kadar önemli bir sorun olmadığını unutmayınız.
6. Bazen öğretmenlerin tutumu yüzünden de öğrencilerin disiplin kurallarına uymadıklarını aklınızdan çıkarmayınız.
7. Öğrencilerinizde kendi kendini disipline edebilme alışkanlığı geliştirmeye çalışınız. Kötü bir davranışın her şeyden önce kendi kişiliğine karşı bir saygısızlık olduğunu belirtiniz.
8. Unutmayınız ki öğretmenin sınıfta disiplin sağlamak için çok sert olması gerekmez.
9. Suçluyu bulamadığınız zaman tüm sınıfı cezalandırmaktan kaçınınız.
10. Disiplin problemlerine mani olmak, bir kere olduktan sonra onu düzeltmek için uğraşmaktan daha kolaydır.
11. Disiplin problemi sizi aşmadıkça başkalarına duyurmayınız.
12. Derhal önlem alınması gereken durumlarda ya da sınıfta ders yapmanız imkansızlaştığı hallerde idareye haber veriniz.
13. Sınıfta disiplini bozan bir davranış oluştuğunda tepkide bulunmadan önce biraz düşününüz.

SINIFTA 5 ZOR KİŞİLİK VE ONLARLA BAŞEDEBİLME

Bu yıl "zor" öğrencilerin bile derslere odaklanmasını sağlayabilmek için olumlu davranış yönetimini kullanın.
Her öğretmen gibi ben de bir sınıfı idare etmenin ne kadar önemli bir iş olduğunu biliyorum. Kendi çalışma yerim olan Avustralya"da ve dünyanın görev yaptığım çeşitli yerlerinde farklı yeteneğe, geçmişe ve mizaca sahip 25 ya da daha fazla öğrenciyi alıp birlikte çalışan, haklara saygı duyan bir grup oluşturmanın ne kadar zahmetli bir iş olduğunu tekrar tekrar gördüm. Belirli türlerdeki öğrenci davranışları (her sınıfta görülmesine karşın yine de can sıkıcı olan) bu işi başarılması daha zor hale getirir. Buna rağmen sınıftaki en zor kişiliklerin bile hakları ve sorumlulukları dengeleyen olumlu disiplin yöntemlerine olumlu karşılık verdiğini keşfettim.
Bu yazıda aşağıdaki kişilik türleri için işe yarayan stratejileri bulacaksınız:
1.  Gevezeler
2.  Yapışkanlar
3.  Boykotçular
4.  Tartışmacılar
5.  Somurtkanlar

1. GEVEZELER
Gözlemci olduğum bir sınıfta öğretmen grup etkinliklerinden önce bir noktayı açıklıyor; tam bu anda bir öğrenci diğerine dönüp fısıldamaya başlıyor.
Öğretmen: "Lisa ve Emma, Dersi anlatmaya çalışıyorum!"
Lisa: "Ama ben konuşmuyordum!"
Öğretmen: "Lisa, seni Emma ile konuşurken gördüm. Ben ders anlatırken konuşma. Dikkatini buraya ver."
Lisa: "Hocam yapmayın. Emma sadece bana çalışmayla ilgili bir soru sordu!"
Öğretmen: "Beni dinle— Kimin ne söylediği beni ilgilendirmez.
(Öğretmen doğal olarak sinirlenmiştir; özellikle Lisa"nın ses tonundan ve el kol hareketlerinden dolayı.)
Lisa: "Ama, Emma "
Öğretmen: "Lisa!" Bu yüksek ses tonunu şöyle bir ifade izler: "Bir kelime daha söylersen..." ya da azarlayıcı bir tonda "... bıktım usandım". Her iki durumda da zarar verici bir yan vardır.

İZLENECEK STRATEJİLER
•  Olumlu bir yönlendirmede ya da anımsatmada bulunun ve ardından teşekkür edin.
İstemediğiniz davranışa değil istediğinize odaklanın; Örneğin "Karışma" demek yerine "Teker Teker" ya da "Görgü kurallarımızı hatırlayalım" gibi. Yönlendirmeleri kısa tutun; sorun üzerinde çok fazla durmaktan kaçının. Buna ek olarak, davranış hedefimize daha uygun bir mesaj verdiğinden dolayı düzeltme yaparken bile "lütfen"e ek olarak kimi zaman "teşekkürler" sözcüğünü kullanmanın daha etkili olduğunu gördüm.

• Ses tonunuzu ve beden dilinizi seçin.
Öğrenciler tarafından nasıl duyulduğumuz büyük ölçüde bizim sözsüz davranış biçimlerimize bağlıdır. "Sessiz adımlarla lütfen,. Teşekkürler" ifadesini alaycı bir ses tonuyla ve parmağınızı öğrencilere doğru sallayarak söyleme olumlu sözcüklerin hepsini bir çırpıda yok eder. Ses tonunuzu, bakışınızı, öğrenciye yakınlığınızı ve beden dilinizi sürekli kontrol altında tutun.

• Stratejik aralar vermeyi deneyin.
Öğretmenler dikkati çekmek ya da korumak istediklerinde duraklamaların bilinçli kullanımı yardımcı olabilir. Gerekli talimatı vermeden önce kullanılan bir ara öğrencilerin size bakmasını, sizi dinlemesini ve hemen ardından yanıt vermesini sağlayabilir. Öğretmen odanın diğer köşesinde konuşan iki öğrenciye seslendiğinde "Lisa, Emma ne yapıyorsunuz?" büyük olasılıkla onlar yalnızca kendi adlarının söylendiğini duyacaklar, sorunun ne olduğunu anlamayacaklardır bile. Önce öğrencilerin adlarıyla (daha otoriter bir tonda) başlayıp bir ara verdikten sonra yönlendirmeyle devam etmek daha iyi fikirdir.

•  Nasıl yönlendireceğinizi bilerek dikkati asıl konunun üzerinde tutun.
Konuşan öğrencilerden önlerine dönüp konuştuğunuz sürece dinlemelerini isteyerek dikkatimizi birincil davranış sorununa (bizim öğretme ve diğerlerinin öğrenme haklarını öncelikle etkileyen davranış biçimi) vermiş oluruz. Öğrenciler tartışır ya da surat asarlarsa bu davranış sırası gelmeden konuşma sorununa yönelik olmaz. Yeniden yönlendirme, ikincil konulara dikkatimizi vermek yerine kurallara, haklara veya verilen talimatlara odaklanma şeklidir. Öğrencilerin görüşlerine bir parça katılıp (öğrencilerin duygularına değer verip) sonra çabucak asıl konuya dönerek bunu yapabilirsiniz.

UYGULAMALI STRATEJİLER
Öğretmen ödevi açırkarken Lisa ve Emma özel olarak konuşup diğerlerini rahatsız ediyorlar. Öğretmen konuşmayı keser. Kimi zaman bilinçli olarak yapılan bir duraklamanın tek başına öğrencilerin dikkatini çekmeye yettiğinin farkındadır — ama bu sefer işe yaramaz. Bu yüzden o kızlardan önlerine dönüp dinlemelerini ister: "Emma . . ., Lisa . . ., lütfen önünüze dönüp dinleyin, teşekkürler." Lisa darılmış bir şekilde "ama biz sadece ödev hakkında konuşuyorduk" der. Bu noktada öğretmen söylenen şeyin doğru olup olmadığıyla ilgilenmez. Konuyu başka bir yöne çevirir:
"Ders hakkında konuşuyor olabilirsiniz ama önünüze dönüp dinlemenizi istiyorum, teşekkürler. Bu anlattıklarımızı bilmeniz gerekiyor." Lisa"nın kırgınlığı ya da küslüğü sürerken (ama sesini çıkarmadan) öğretmen dikkatinizi sınıfın geri kalanına verir ve konuşmasına kaldığı yerden devam eder.

2. YAPIŞKANLAR
Bir sonraki tiplememizde küçük sınıflardan birindeki kompozisyon dersinde öğrencilerin başındayız. Halid sınıfın diğer yanından seslenir.
Halid: "Öğretmenim, öğretmenim, bakar mısınız?"
Öğretmen: "Bir dakika Halid."
Halid: "Ama öğretmenim bundan sonra ne yapacağımızı bilmiyorum!"
Öğretmen: "Dinle, aynı anda hem orada hem burada olamam değil mi?"
Halid: (ağlamaklı bir tonda) "Ama öğretmenim. . ."
Öğretmen: "Tamam, tamam!" Öğretmen, onun her çağırışında kendisine yardımcı olmaya gideceği gibi asılsız bir düşünceyi kuvvetlendirerek ona yardımcı olmaya gider.

İZLENECEK STRATEJİLER
•   Bilinçli olarak duymamazlıktan gelmeyle başlayın.
Bilinçli olarak duymamazlıktan gelme, belirli davranışları gözardı etmek ve dikkatleri dersin akışı üzerinde tutmak ya da olumlu davranışları farketmek ve desteklemek amacıyla öğretmenlerin bilinçli olarak aldıkları bir karardır. Öğrenciler kısa zamanda "kurallara uyup parmak kaldıran ve bekleyen" öğrencileri öğretmenlerin dinlediklerini anlayacaklar ve kurallara uymaya çalışacaklardır.

•  El işaretleriyle basit yönlendirmeleri/anımsatmaları birleştirin.
Bilinçli olarak duymamazlıktan gelme işe yaramazsa ve öğrencinin davranışı diğer öğrencilerin öğrenmesini ya da sizin öğretmenizi etkiliyorsa basit bir yönlendirmede bulunmayı ya da anımsatmayı deneyin: "Söz almadan önce parmak kaldırın, lütfen" ya da "sınıf içindeki kurallarımız neydi?" Sözlü yönergelerinizi güçlendirmek ya da kimi zaman onların yerine kullanmak açısından el işaretli çok etkili olabilir (özellikle sene başından beri bunları kullanmaya başladıysanız). Örneğin, öğrencinin beklemesi gerektiğini belirtmek için elinizi dur anlamında kaldırın ya da çocuğa parmak kaldırması gerektiğini anımsatmak için bir parmağınızı konuşmaması gerektiği anlamında ağzına koyup diğer parmağınızı havaya kaldırabilirsiniz.

•  Öğrencilere seçenekler sunun.
Verilen ödev öğrenciye özel değilse "bana sormadan önce çevrendeki üç arkadaşına sor" türünde bir yöntem oturtabilirsiniz. Öğrencileri izlenmesi gereken işlemler konusunda birbirlerine yardımcı olmaya, masalarında sessizce bilgi alışverişinde bulunmaya ve ancak son çare olarak sizin yardımınızı istemeye teşvik edin.

UYGULAMALI STRATEJİLER
Birinci sınıflardaki bir sanat etkinliği sırasında öğrencilerin arasında dolaşıp kilden yaptıkları şekiller hakkında konuşuyorum. Sıraların birinde bir öğrenciyle konuşurken diğer yanımdaki birisi elbisemi çekiştirme başlıyor: "Öğretmenim, şuna bakın, yaptığıma bakın!" Bakabilirim ya da çekilmesini söyleyebilirim ama bunun yerine bilinçli olarak duymamazlıktan geliyorum. En sonunda pes ediyor, parmağını kaldırıp bekliyor. Böyle yapmamış olsaydı elimi kaldırıp "bekliyoruz" anlamına gelen bir işaret yapar ve dikkatimi daha önce konuşmakta olduğum öğrenciye tekrar verirdim. Her iki durumda da ilk öğrenciyle işimi bitirip diğerine döndüğümde hala sessizce beklediğini görürsem çalışmasını görmeye can atar bir şekilde yanına giderim.

3. BOYKOTCULAR
Üçüncü sınıftakilerin tümü harita çizme projeleri üzerinde harıl harıl çalışıyorlar, David dışında. O, morali bozuk bir şekilde havaya bakıyor. Öğretmeni onun bu çalışmayı yapabileceğini çok iyi biliyor. Öğretmeni deli eden asıl sorun da bu.
Öğretmen: "David, niçin çalışmıyorsun?"
David: (iç çekerek) "Bilmiyorum"
Öğretmen: "Ödevle ilgili bir sorunun mu var?"
David: "Eveet . . . coğrafya sıkıcı geliyor."
Öğretmen: "Sıkıcı öyle mi? Bak işte bu çok kötü. Ne yazık ki orada oturup haritayı tamamlayıncaya kadar canının sıkılmasına katlanman gerekiyor. . . . Bunu tamamlamanın ne kadar süreceği beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor!"
Bu süre boyunca David önüne kapanıyor ve tartışma sürüp gidiyor.

İZLENECEK STRATEJİLER
•   Öğrencilere sonuçlarıyla birlikte seçenekler sunun.
Öğrenciler ödevleri ağırdan alıyor ya da yapmıyorlarsa onları doğrudan bir seçeneğe ya da sonuca yönlendirin. "Ödevini şimdi yapmazsan onu ders dışındaki boş zamanlarında yapman gerekecektir" demek, özellikle boş zamanını satranç, kişisel çalışmaları ya da bilgisayar oyunlarıyla geçiriyorsa işe yarayacaktır. Kullandığınız dil, öğrencilere davranışlarının kendi sorumlulukları altında olduğu ve nasıl davrandıkları konusunda denetime sahip oldukları mesajını verecektir.

•  Çalışmaya yeniden dönmesi için süre verin.
Çalışmaya yeniden dönmesi için verilen süre, öğretmenin düzeltici yönlendirmesine yanıt vermesi için öğrenciye verdiği süredir. Öğrenciye bir yol önerdikten ya da bir anımsatma yaptıktan sonra öğretmen sakin bir şekilde sınıfta göz gezdirebilir ya da başka bir öğrenciyle uğraşmak için dönebilir. Böyle yapmakla öğrencinin yönlendirildiği şekilde davranacağını beklediği mesajını iletir. Bu, öğrencilerin isteklere uyarken incinmemelerini sağlarken öğretmenlerin de gereksiz, uzun tartışmalara girmelerini önler.

•  İlişkiyi yeniden kurun.
Bir düzeltme yaptıktan ve öğrenci de buna uyduktan sonra (gönülsüzce de olsa) ders sırasında daha sonra yanına gidip ilişkinizi yeniden kurmak önemlidir. Bunu olumlu bir kaç sözcük fısıldayarak ("Böyle çalıştığını görmek çok güzel...") ya da sadece gülümseyip başınızı onaylayarak bile yapabilirsiniz. Bu, çocuğa ilişkinizin hala sorunsuz olduğu (düzeltmeyi bir kenara koyarsak) ve onun sizin gözünüzde hala iyi bir yere sahip olduğu izlenimini verir. Kısa bir teşekkür ya da onay "Çabalarını farkediyorum" anlamına gelir ve arada herhangi bir kırgınlığın olmadığı mesajını da verir.
UYGULAMALI STRATEJİLER
David ve öğretmeni arasında geçen konuşmaya yeniden dönelim.
Öğretmen: "David . . . Ödevini şimdi yapmazsan bunu teneffüste yapmak zorunda kalacaksın."
David: "Ama bu hiç adil değil." Kollarını kavuşturur ve somurtur.
Öğretmen: "Belki öyle ama bu senin seçimin."
Öğretmen yürür ve David"e işe yeniden dönebilmesi için zaman verir. Öğretmenin kendisine bakmadığından emin olduktan bir kaç dakika sonra gönülsüzce de olsa David çalışmasına devam eder (aslında öğretmeni onu yan gözüyle izleyebiliyordur). Teneffüs zili çaldıktan sonra öğretmeni onunla yeniden konuşur.
Öğretmen: "Doğru kararı verdiğine sevindim David." O oynamaya giderken öğretmeni de aferin anlamında koluna hafifçe vurur.

4. TARTIŞMACILAR
Her okulda öğretmenlerine kafa tutan, karşılık veren ve hiçbir sözün altında kalmak isteyen öğrenciler olur. Bu tür kişilerin niçin suçsuz oldukları, yapılanın niçin adil olmadığı, öğretmenlerin niçin onlara taktıkları konusunda on ayrı neden ve açıklama sıralayabilirler. Asıl şaşırtıcı olan öğretmen ve öğrenci arasındaki tartışmaların çoğunun aşağıdaki son sınıf örneğinde olduğu gibi ufak tefek, önemsiz konularla başlamasıdır.
Öğretmen: "Jason, niçin masanda değilsin?"
Jason: "Sadece Dimi"den bir cetvel istiyordum!"
Öğretmen: "Bana bak, sakın yalan söylemeye kalkma. Cetvel istemiyordun. Seni gördüm. (Öğretmen Jason"ın suratında "seni kandırıyorum" anlamına gelen sırıtmayı gördüğü için daha da sinirlenir.) Bu davranışından bıktıp usandım!"
Jason: "Bu arada cetvel isteyip istemediğimi nereden biliyorsunuz? Dimi"ye sorabilirsiniz." (Öfkeli bir şekilde kollarını kavuşturur. Tüm sınıf onu izliyordur.)
Öğretmen: "Çok akıllı olduğunu sanıyorsun değil mi? Bak sana ne diyeceğim. . ." Bu noktada, Jason ağır kanlı ve kızgın bir şekilde sandalyesine yaslanırken ufak bir söylev başlar. Önceki atışmalardan canı sıkılan öğretmen Jason"ın suratında tehditkar bir ifadeyle sandalyeye yaslanışını göze batan bir terbiyesizlik olarak yorumlar. Tartışmayı sürdürüp öğrenciye meydan okur.
Teacher: "Sen ne yaptığını sanıyorsun, ha?"

İZLENECEK STRATEJİLER
• Birincil davranışı ikincil davranıştan ayırt edin.
Jason"ın öğretmenleri onu sorunlu bir çocuk olarak anlatırken düşündükleri ikincil davranışlarının toplamı (ondan daha öncelikli olan birincil davranışlardan ağırlığı duygusal olarak daha fazla olduğundan). Öğretmenin sorusuna verilen "Evet" yanıtı bile hem kulağı hem gözü rahatsız edebilir. Konuşma tonlarını, biçimlerini ya da sözcüklerini suçlamak istersek öğrencilerin ikincil davranışlarına fazla tepki göstermemiz ya da onlara odaklanmamız kaçınılmazdır. En azından şimdilik birincil davranışlara odaklanın.

• Gereksiz tartışmalardan kaçının.
Kavgacı bir öğrenciyi doğrudan kontrol edemesek de kavgalarla nasıl başedebileceğimizi kontrol edebiliriz. Tepki gösteren ya da savunmaya geçen düzeltmeler, özellikle beden dili biraz saldırgansa, tartışmayı uzatır ve dikkatimizi özgün konudan uzaklaştırır. Öğenciler tartışmalarını hiçbir zaman uysal olmayan yaşıtlarının önünde sürdürebilirler. Kendinize güvenli ama nazik olun, öğrenciyi asıl konuya yeniden yönlendirin ve tartışarak, kavga ederek ya da düşmanca taktiklerle ikincil davranışlara esir olmayın.

•  Dersten sonra karşılıklı görüşmeler planlayın.
Tartışan birinin ikincil davranışlarını o an için görmemezlikten gelme sizin avantajınıza olsa da bu konuda bir şey yapmamanız gerektiği anlamına gelmez (özellikle öğrenci bu tür davranışları alışkanlık haline getirmişse). Dersten sonra karşılıklı görüşme planlayıp öğrenciye ikincil davranışının nasıl gözüktüğünü ya da anlaşıldığını ve karşılıklı haklarımızı nasıl etkilediğini anlatabilir (hatta gösterebilirsiniz). Dersten sonra karşılıklı görüşmeler hakkında daha fazla bilgi için Somurtkanlar bölümüne bakın.

UYGULAMALI STRATEJİLER
Başka bir son sınıfta Bradley"nin ödevine başlamadığını farkettim. Yanına gidip sıradan bir tarzda sordum: "Bradley, henüz başlamamışsın sanırım. Bir sorun mu var?" Davranışlarım cana yakındı. "Evet, şey, kalemim yok, nereden bulabilirim?" yanıtına "Sorun değil, benimkini ödünç alabilirsin" diye karşılık verdim (ne zaman son sınıf öğrencileriyle ders yapsam yanıma kurşun, tükenmez kalemler, cetveller ve silgiler alırım - sorunları önleyici bir idare tarzı). Kendi kendine bir şeyler mırıldanıp sesini azaltıp önüne bakarak "Evet, şey cetvelim yok" dedi. Öğretmen masasındaki malzeme kutusunu göstererek "benimkilerden birini ödünç alabilirsin" yanıtını verdim. "Şey, benim kağıdım da yok" derken sesi oldukça sinirli bir tona bürünmüştü. Zavallı çocuk! Oyununu bozuyordum. Alaycı olmaya çok müsaittim ama "Masamda kağıt da var" yanıtını verdim. "Daha sonra gelip nasıl gittiğine bakarım" diye de ekledim. Bu son yardımsever açıklamadan sonra eminim içinden küfretmiştir. Ben uzaklaşırken ihtiyacı olan şeyleri almak üzere öğretmen masasına doğru gittiğini gördüm. Daha sonra ders sırasında homurtuları konusunda kendisini kontrol edebildiği için onu takdir ettim. Terbiyeli olmak zor iştir.

5. SOMURTKANLAR
Veronica çok sevilen, parlak bir beşinci sınıf öğrencisi. Ödevlerini yapması konusunda bir sorunu olmasa da öğretmeni onun davranış sorunları olduğundan yakınıyor. O sınıfla yaptığım ilk dersimde Veronica"nın ders sırasında sürekli gezindiğini ve diğer öğrencilerle sohbet ettiğini farkettim. Bilinçli olarak bir süre bunu görmezden geldim ama sonraları onu kendi masasına dönmesi konusunda uyardım. Gözleri tavana bakarak, ıslık gibi bir sesle "Sadece Michelle"den silgi alıyordum" dedi. Bu sırada çıkardığı "cık cık" sesleri ve başka yöne çevirdiği gözleriyle somurtkan karşılığı tamamlanır (en sık görülen ikincil davranış). Hemen hemen onu her düzeltişimde, basit anımsatmalar bile olsa, bu durum tekrar ederdi. Sınıfta bu tür davranışların çoğunu yönlendirip gerginliği azaltmaya çalıştım ama en sonunda başka bir şeyler yapılması gerektiğine karar verdim.

İZLENECEK STRATEJİLER
• Gerekiyorsa okuldan sonra bir sohbet ayarlayın.
Bu tür kısa konuşmalar (etik açıdan kapı açık olarak) öğrencilerin davranışları açısından ders sırasında neler olduğunu aydınlatmanızı sağlamak için çok uygundur. Öğrencilere, alışkanlık haline gelmiş ikincil davranışlarının sınıf hakları ve sorumluluklarına göre kabul edilemez olduğunu anlatmamız çok önemlidir. Bu tör sohbetlerin yılın başlarında yapılmaya başlaması ikna edici olması bakımından oldukça etkili olur (yılanın başının küçükken ezilmesi yaklaşımı). Böylece öğrenciler öğretmenin her zaman belirli davranışları dersten sonra takip edeceği mesajını almış olurlar.

•  Davetinizin zamanlamasını iyi yapın.
Öğretmenler öğrencileriyle dersten sonra konuşmak isterlerse teneffüs zili çalmadan hemen önce kalmalarını istemek daha iyi olabilir. Böylece, "Niçin?", "Neden Ben?" ya da "Ne Yaptım?" gibi gereksiz tartışmaları önlemiş olursunuz.

• Olumlu mesajlar vermeye çalışın.
İkazlarımızın, düzeltmelerimizin ve gerilmiş ilişkilerin onarımının süren bir ilişkili sayesinde mümkün olabileceğini unutmayalım. Olumlu bir ses tonuyla ve arkadaşça konuşun, parmağınızı sallamak gibi tehdit edici beden dilinden kaçının. Söylev çekmektense karşılıklı konuşmak daha iyidir.

•  Sorunlu davranışı yansıtmayı önerin.
Birçok öğrenci ikincil davranışının nasıl gözüktüğünün farkında değildir. Onlar olayları bizim gözlerimizle göremezler. Öğretmenler çoğu zaman bu tür davranışları kaba ve otoritelerini sarsıcı bir davranış olarak görürler. Bizim değer yargılarımıza göre kaba olan şey aslında zayıf sosyal beceriler, kötü alışkanlıklar, öğrencinin dikkat çekme isteği ya da sınıf ortamında gücünü gösterme arayışından ibarettir.
Davranışlarında neler gördüğümüzü yansıtıp duygularımızı açıklayabilirsek ve saygı ya da adil muamele görmeleri için onları sınıf kurallarına uymaya davet edersek en azından kabalıktan ne anladığımızı ve böyle davranışların ilişkileri nasıl zedelediğini açıklamış oluruz.

UYGULAMALI STRATEJİLER
Teneffüs zilinden hemen önce Veronica"ya dersten sonra birkaç dakika kalmasıni söyledim. İncinmiş bir tonda "Niçin?" diye sordu. Bunu duymazdan gelip sınıfı dışarı çıkardım. Sınıf dışarı çıkarken Veronica ellerini kavuşturup duvara yaslandı. Veronica"ya biraz önce derste bir sorun olup olmadığını sordum.
Veronica: (gözleri yere bakarak bastırmaya çalıştığı bir somurtkanlıkla) "Hayır."
Öğretmen: "Dersten sonra kalmanı istediğim için belki de kızgınsın ya da moralin bozuk, öyle mi?"
Veronica: "Evet. Kötü ne yaptım?"
Öğretmen: "Masanı dönmeni söylediğim zamanı hatırlıyor musun? Ne yaptığını ve ne söylediğini anımsıyor musun?" Bu noktada Veronica önemsiz bir bakış fırlattı.
Öğretmen: "Ne dediğini sana göstermemi ister misin?"
Veronica: "Efendim?"
Öğretmen: "Dur sana göstereyim."
Bu noktada onun sabahki duruşunu, el kol hareketlerini ve ses tonunu başını sallayışıyla ve kaba bakışıyla yansıtmaya çalıştım. Kısa bir gösterimden sonra gülümseyerek solümü tamamladım. Veronica gönülsüzce gülümseyerek savunmaya geçti: "Bunu her zaman yapmıyorum". "Evet her zaman değil" diyerek sürdürdüm "ama bu davranışları çok sık yapıyorsun. Ben sana bu şekilde davranmıyorum Veronica. Bu şekilde konuştuğunda ses tonundan ve söyleyiş şeklinden dolayı saygızlık haline geliyor".
Veronica: "Şey, bunu yapmak istememiştim."
Öğretmen: "Olabilir, sen bunu kasdetmemiş olabilirsin ama senin ne söylediğin ve nasıl anlaşıldığı bu."
Bu durumda öğrencilerden bazıları gelişigüzel bir özür ifade ederler. "Gerçekten üzgün hissetmiyorsun, değil mi?" türünde bir yanıt vermekten kaçının. Saygı konusundaki okul kurallarını anımsatıp özrü kabul edin.

Kaynak: Bu yazı Bill Rogers"ın teacher.scholastic.com"daki yazısından uyarlanmıştır. Bill Rogers, Avustralya kökenli olan ve dünyada davranış yönetimi, stres ve öğretmenlik konularında dersler veren bir eğitim danışmanıdır.

OKUL FOBİSİ

Uzmanların çoğu çocuğun okula dönmesinden önce sorunun nedenlerini anlamasına yardımcı olmak ve endişelerini azaltmak amacıyla bir süre için psikoterapi yapılmasını önermektedirler. (6-12 ay gibi tedavi sürecinden sonra çocukların okula dönmelerinin başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür) Böyle bir tedavi yöntemine girişmeden çocuğun okula dönmesi onun okula giderek daha çok mutsuz olmasına ve gerek sosyal gerekse akademik başarısı açısından arkadaşları arasındaki statüsünü kaybetmesine neden olur.

Bu çocukların sınıfta daha az endişe duymaları,daha hazırlıklı olmaları;

1-Özel eğitim egzersizleriyle,okulu çocuğa yeniden tanıtma ve özendirme girişimiyle

2-Gerekirse önce 1 saat ,sonra yarım gün ,sonunda tam gün okula gitmelerini sağlamakla,

3-Gerektiğinde annelerinin de okula gitmelerini kendini rahat hissedinceye kadar kısa bir süre sınıfta oturmalarını sağlamakla,

4-Nihayet anne-babaları eğiterek okulda yeterli bakım ve eğitim olmadığı yönündeki onların aşırı koruyucu tavırlarından kurtulmalarını sağlamakla mümkündür.

Tedavi edici programlar,çocuğun okul hakkındaki şüphe ve endişelerini aydınlığa kavuşturması açısından yararlı olmaktadır. Bu tür çalışmalar okul fobisi olan çocukların % 70’inin birkaç gün yada ay içinde okula dönmesini sağlamıştır. Bu konuda yaşın da önemli bir rol oynadığı dikkati çeker. Okul fobisi olan 10 yaş çocuklarının % 90’ı çeşitli tedavi çalışmalarından olumlu sonuç alırken,aynı sorunu olan 11 yaş çocuklarında başarı oranı % 50’yi geçmemiştir.

ÖĞRETMEN TİPLERİ

KAÇIRAN ETKENLER 

Ses yükseltmek

Esnemek

Burada benim sözüm geçer.

Son sözü söylemede ısrar.

Olumsuz vücut dilinin kullanılması:sert duruş,sıkı bağlı kollar,sert el hareketleri.

Utandırma,bozma,gururla oynama,küçük düşürme…

Küçümseme,alay etme,iğneleme…

Hava atma.(Özellikle kendi ülkesi,yolları havası,suyu,insanı vs..)

Kaba kuvvet.

Konfliktin içine ilgisiz kişilerin çekilmesi.

Çifte standartlı olma-‘söylediğimi yapın yaptığımı değil.’

İstenmeyen ahlaki tavsiyeler.

İspatsız doğrulukta ısrar.

‘Şunu yap sana şu var’

‘zaten hepiniz böylesiniz’,’sizden beklemiyor değildim’,’öğrenci milleti’

Öğrenciyi yansılama.

Emretme.(Yap lan işte!)

Aşırı ödüllendirme.

Meşgulum sonra gel.

Ben sizin arkadaşınızım.(Ama biz arkadaş değil öğretmen istiyorduk!)

Çık dışarı terbiyesiz!

İşe yaramaz!,Ne yaptığın beni ilgilendirmez!

Ben öyle istiyorum,o kadar!

Ödev vermek için ödev vermek.

Madem susmayacaksınız o zaman bu cümleyi elli defa yazın!

Verilen sözün tutulmaması.

Herşeye evet demek.(ve sonra altından kalkamamak.)

Tebeşir vs atmak.

Reklam yapma ,kendi milletinin üstün olduğunu ima edici sözler söyleme.

 

YAKLAŞTIRAN ETKENLER

Gülümseme

Güzel giyinme

Traşlı olma.

Ailelere ziyaret.

Öğrenciden yana tavır.

Öğrencinin şahsi ekonomik durumunu bilmek,bilindiğinin çocuk tarafından bilindiğini sağlamak.

İnsanlar hata yapabilirler kabullenmesiyle disiplin problemlerine yaklaşmak.

Ailesinin (anne baba,kardeşler)yaş günlerinin bilinip kutlanması.

Üzüntülü olduğunda ne olduğunu sormak .Sevincini paylaşmak.

Ayıplarını örtmek.

Ümit vermek,güven vermek.

Sende benim gibisin,bana benzer özelliklerin var.

Günaydın,lütfen,tabiiki neden olmasın,Özür dilerim,

Putlarına dokunmama,o putları kendileri kıracak zamana kadar sabretme.

Zamana riayet.derse başlama ve bitirme

HİPERAKTİVİTE

AİLEYE ÖNERİLER

  • Çocuğunuza yapmaması gereken davranışı söylemekten çok, yapması gereken davranışı söyleyin ve yapın.Nasıl davranması konusunda çocuğunuza model olun.
  • İstenilen davranış gösterdikleri zaman övgüyle, güzel cümlelerle, gülümseyerek onları ödüllendirin .Ancak aşırıya kaçmayın.
  • Çocuğunuzu sadece iyi not aldığında değil, ödevini yapmaya gayret ettiğinde de ödüllendirin.
  • Talimat verirken, ilk önce çocuğunuzun dikkatini çekin.Gözlerinin içine bakın.Sonra ne istediğinizi açıkça ve sakin bir ses tonuyla söyleyin. Basit ve kısa talimatlar vermeye çalışın.
  • Mutlaka yapabileceğiniz sözler verin, evde yapabilecekleri işler konusunda sorumluluklar verin.
  • Bir şeyleri paylaşmak için çocuklarınıza zaman ayırmaya gayret edin.Özellikle oyun oynayın, hikaye tartışmalarını ve anlatmalarını sağlayın.
  • Çocuğunuzun nelere ilgi duyduğunu araştırın.Onların bir listesini yapın ilgi duyduğu konularla akademik konuları birleştirmeye çalışın.
  • Küçük şeylerde olsa, çocuğunuzun olumlu yönlerini ön plana çıkarmaya çalışın.Bunları vurgulayın ve onları cesaretlendirerek, özgüvenlerini geliştirin.

ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER

  • Sürekli gözlem altında tutabileceğiniz, ön sıralara oturtun.Yeri cam kenarı, pano yanı gibi uyarıcılardan uzak olsun.
  • Yanında daha sakin davranışları ile örnek olabilecek, liderlik özelliğini olan bir arkadaşını oturtun.
  • Ders süreci içinde zaman zaman hareket imkanı sağlayan uygun aktivitelere yönlendirin.(Tahtayı sil, kağıdı çöpe at,kitabı getir...)
  • Ders anlatırken omuzuna dokunun, saçını okşayın, o daha çok görsel ve dokunsal uyaranlardan etkilenir ve öğrenir. Dersi espirilerle süslemek, görsel, işitsel malzemelerle zenginleştirmek işinizi kolaylaştıracaktır.
  • Başarılı olduğu alanlarda ön plana çıkarın, böylece kendine güven duygusu artacağı gibi olumlu davranışları geliştirme yoluna gidecektir.
  • Kendi başlarına iç dünyalarını düzenleyemedikleri için dış dünyalarının başkaları tarafından düzenlenmiş olmasını isterler.Onların yönlendirilmeye, sınırlar konulmasına ve düzene ihtiyaçları vardır.
  • Fazla heyecan oluşturmaktan kaçının.Unutmayınız ki bu çocuklar kaynamakta olan süt tenceresine benzerler,kaşla göz arasında taşarlar.Ateşi hemen söndürebilmek için sütten gözünüzü ayırmamak gerekir.
  • Sözlü ve yazılı anlatımı birlikte kullanın.Bu tür bir eğitim, bilgileri hiç silinmeyecek şekilde çocukların akıllarına kaydedecektir.
  • Çocukların kendilerini değerlendirmeleri için onlara yardımcı olun .Çoğu zaman nasıl davrandıklarının farkında değildirler.Onlara bu bilgiyi yapıcı tavırla aktarın.

ANAOKULU VE İLKOKUL ÇAĞI ÖZELLİKLERİ

İlginin kendi üzerinde toplandığı bir ev ortamından okul ortamından okul ortamına geçiş ve çok sayıda insanla ilişki kurma her çocuğun bir bocalama dönemine girmesine neden olmaktadır.
ANAOKULU: Fazla yorulurlar, sık sık dinlenme ihtiyacı içinde bulunmaktadırlar. Uyku Süresi 12 saat gece, 2 saat gündüzdür. Bu devrede sağ sol elini kavramıştır.(sol eli kullanan bir çocuğa sağ eli kullanma zorunda bırakılırsa çocukta sinirlilik, kendini suçlu hissetme bazen de kekemelik gibi uyum sorunları olur.) 3-6 yaş çocuğu soru sormaktan çok hoşlanırlar. Bu devrede merak ve hayal gücü zirvededir. Bu hayal gücünü sorularda kullanır. Bizim yapacağımız: Bu durumunu resimde, oyunda hikayede kullanabiliriz. Bu devrede kıskançlık duyguları oldukça yaygın görülmektedir. Çünkü bu devrede ilgi şefkat, beğeni çocuklar için çok önemlidir. Buna bağlı olarak çocukta ilgi çekme, kapris yapma eğilimi artmaktadır. Sınıf içerisinde öğretmen çocukla ilgilenmezse kendi Çok değersiz hisseder ve duygusal sorunlar yaşamaya başlar. Bu yaşlarda çocuğun saldırgan davranışlarını denetleyebilmeyi öğrenebilmesi için yasak olan şeylerin gerisindeki nedenler ona aklının erebileceği bir biçimde açıklanmalı ikna edilmeye çalışılmalıdır. Yine bu sorunları halledebilmek için oyun terapisi yapılabilir.
İLKOKUL : 9-10 Yaşlarında çocukların vücut kimyası değişmektedir. Kızlarda ilkokulun son yıllarında ani bir boy artışı görülür. Erkek çocuklarda ortaokulun sonlarında boy artışı görülür. Bu devrede oyunda başarılı olamayan çocuklar gurup dışı edilirler. Kızlarda bir tepki olmaz . Bu nedenle erkek çocuklara dikkat edelim. Oyunlara katılmalarını sağlayalım. Bu devrede çok hareketlidirler. Bu ataklık ve hareketlilik bir çok kazaları beraberinde getirmektedir. Çocuk hastalıklarının çoğu ilkokul 1. Sınıf devresinde artar. 2. Sınıfa doğru yavaş yavaş direnci artmaya başlamaktadır. İlkokul devresinde beden ergenlik öncesinin ani boy artışı ve ergenlik çağının cinsel büyümesi için enerji depolar. Bu zamanlarda eklemlerin hala yumuşak oluşu nedeniyle dik oturma ve iyi yürüme alışkanlıklarının kazandırılması gerekmektedir.
Zihinsel Özellikleri: öğrenmeye heveslidir. Konuşmaktan ve sorulara cevap vermekten çok hoşlanırlar. İlkokul çocuğu çok konuşmayı sevdiği kadar iyi bir dinleyici değildir. Öğretmen bu alışkanlığı kazandırmalıdır. Yine bu devrede mantıkî bir düşünceden yoksundur. İlkokula yeni gelen çocuklar hayvan masallarından , çocuk- hayvan dostluklarını içeren hikayelerden hoşlanırken, ilkokulun ortalarında kahraman çocuk serüvenlerinden daha sonra yiğitlikten bahseden konulardan hoşlanırlar. Çocuk kendini kahraman yerine koyarak dinler. Bu devrede biz edebiyat derslerinde kitap tartışma oturumları düzenleyebiliriz. Bu da eleştirme ve beğeni yeteneğinin gelişmesini sağlar. Sosyal Özellikleri: Öğretmenin beğenisini her şeyin üzerinde tutarlar. Onlara dikkat etmek gerekir. Bazen bir aferin çocuğun kendi saygınlığını kazanmasına yol açar. Bu dönemde sık sık kızlar ve erkekler kendi gurupları içinde karşı cinsten olan arkadaşlarına itici ve aşağılayıcı sözler söylerler. Bu nedenden dolayı aynı sıraya oturtturmak faydasızdır.
Duygusal Özellikleri : öğretmenin sıcak ilgisi , eğlenip oynayacak ortamın varlığı çocuğun kısa bir süre içinde gevşeyip rahatlamasına yardım eder.
İLETİŞİM VE ÖZELLİKLERİ

Bir ülkenin trafik düzeni o toplumun insan ilişkilerini yansıtan önemli göstergelerden biridir. Bazı kimseler konuştukları kişilerin sözlerini sürekli olarak keserler. Bu kişiler sözlerini kestikleri kimselerden sosyal mevki prestij yada yaş yönünden büyük olasılıkla daha büyüktür. Bu kişiler sanki karşısındaki konuşmuyormuş gibi istedikleri anda söze başlarlar. Büyük araçların küçük araçların yollarını sanki küçük araçlar yokmuş gibi davranmaları arasında benzerlik vardır. Bir aracın sürücüsü yolda kendinden başka araç yokmuş gibi davranırsa trafik kazası olur. Bir kişi konuşurken karşısındakini nasıl etkilediğini düşünmeden kendi bildiği yönde istediğini söylerse aynı trafikte olduğu gibi İletişim kazası olur. Kazalara yol açan nedenler bilindiği derecede azaltılabilir.

** İletişimin İçerik Düzeyi: a) sen okula gidecek misin
b) siz okula gidecek misiniz
c) okula gitmeyi düşünüyor musunuz.
Cümleler aynı içerikte fakat farklı ilişkileri ifade eder.
1. Cümlede konuşanın kendini diğer kimseyle ya eşit yada ondan daha güçlü gördüğünü anlarsınız .
2. Cümlede konuşanın cümlede eşit ama resmi bir ilişki içinde düşünebiliriz.
3.  Cümlede diğerinin karar verme özgürlüğüne saygılı olduğunu belirtiyor. Örneğin : öğrenci hocaya ; sen okula gidecek misin . dese hoca terbiyesiz der. Çocukta dese ben okula gidip gitmeyeceğinizi öğrenmek istemiştim. İşin içinden çıkılmaz. Çünkü suç içerik düzeyindedir.

**Umursamama iletişimi etkileyen bir etmendir. Bir insana dünyanın en dayanılmaz işkencesini yapmak istiyorsanız onu umursamamanın baskın olduğu bir ortama koyun. En acı bedensel işkenceyi yapan işkence yaptığı kişinin varlığını kabul etmiş demektir. Örneğin : bir evde sevilen bir fare üzerinde deney yapılıyor. Aileden fareyi umursanmaması istenmiş. Fare dikkat çekmek için ortalıkta devamlı dolaşıyor. Kimse fareyi aldırmıyor. Fare bu umursanmamayı kabullenemiyor. Midesine asit salgılıyor. Asit midesini delince fare ölüyor.

İyi bir iletişim için kişilerin birbirini anlaması gerekir. İletişim sözlü ve sözsüz olmak üzere ikiye ayrılır. Yakın şehirler birbirini çekemezler Rize-Trabzon Kocaeli–Sakarya vs. Sivas-Kayseri maçı

**İletişim Ortamı: ortamın psikolojik ve fiziksel özellikleri gönderilen mesajın yorumlanmasını etkiler. Yaş ve cinsiyet kişilere bağlı özelliklerdir.
Fiziksel özellik olarak: yerin biçimi, büyüklüğü, ısı, renk, vs etkiler. Yine bir yerdeki insan sayısı çok önemlidir. Bir sinemada sadece siz olduğunuz zaman filmden zevk alamazsınız. Orada bulunan insanlarla konuşmadığımız halde kalabalık olması bizi niçin etkiliyor. Stadyumda siz tek başınıza maç izleseniz sıkıcı olur. Şimdi bir deney yapalım: Üç tane kap alın. Ayrı ayrı içine sıcak, soğuk, ılık su dökün. Sağ elinizi sıcak suya, sol elinizi soğuk suya koyalım. Beş dakika bekletelim. Daha sonra iki elimizi de ılık suya sokalım. Sağ elimiz sıcak sudan geldiği için ılık suyu soğuk algılayacaktır. Sol elimiz soğuk sudan geldiği için suyu sıcak algılayacaktır.
BENLİK
Benlik bilincinde çocukluk yaşantıların etkisi çoktur. Kendi güvensiz değersiz bulan insanlara rastlamışızdır. Bu kişiler sürekli arkadaşlarıyla kıyaslandıkları için kendilerini akılsız ahmak bilerek büyümüşlerdir. Benlik bilinci geçmişte kişiye nasıl davrandıkları neler söylenildiğiyle oluşur.
Benlik bilinci kişinin kendileriyle ile ilgili kafalarında taşıdıkları bir resme benzetilebilir. Kişi benliğine saygı göstermeyen kişilere savunmaya geçerler. Saldırganlığın bulunduğu böyle durumlarda kişi bütün gücüyle kendini savunur. Yani saldırganlık savunmayı doğurur. Çünkü dinleyen kişi kendi iç dünyası çerçevesinde değerlendirir. Ör: keşke bir saat önce gelebilseydim. O zaman işlerimiz çok kolaylaşmış olacaktı, dendiğinde bu kişi kendini geç geldiğinden dolayı zaten suçlu hissediyorsa birden bire savunuculuğu artacak ve kabahat sende ben nereden bileyim, bu işin bu kadar önemli olduğunu bana daha önce niye söylemediniz, diye cevap verecektir.
Savunuculuk iletişimi mahveder. Savunuculuk bireyin benlik bilincini koruma gereksiniminden kaynaklanır. Konudan söz etmek yerine karşısındakine nasıl göründüğünü düşünür. Zihni nasıl yeneceğine, karşı koyacağına yorar. Savunucu kişi yargılayıcı, umursamaz tutuma sahiptir. Dinleyici kişi konuşanın kendini üstün görmediğini anlarsa işbirliğine açık bir tutum içine daha kolaylıkla girebilir. Karşılıklı güven ve saygı olur. Kendine güveni yüksek olan kişilerin başkaları tarafından beğenilmeye gereksinimi daha az, kendi benliğini değersiz gören, kendine güveni olmayan kişilerin ise daha çoktur. Kişi kendi kendine konuşurken benliğini şekillendirir.
Kişiye ait ülküleştirilmiş benlik vardır. Hayal ettiği ve olmak istediği benliktir. Bu iki benlik arasındaki farkın fazlalığı bireyin benliğine saygısını düşürmektedir. Kendini yerersiz bulmasına neden olmaktadır. Benlik saygısı yüksek olan kişiler daha başarılı, kaygı düzeyi daha düşük olur.
Bireyin başarısızlığı çevresi tarafından küçümsenince birey tarafından içselleştirilmekte ve başarıyı benliği değerlendirmede bir ölçüt olarak kullanmakta, sonuçta başarısızlıkla kendi benliğini özdeşleştirmektedir.
Başarısızlık sorununu çözümlemek için benlik güçlendirilebilir. Bunu için öğrencilerin başarısızlığa bakış açılarını değiştirmelidir. Bu gurup danışmalarında yapılabilir.
Başarısızlık sorunlarının altında yanlış şartlanmalar ve olumsuz tutumlar yatmaktadır. Başarısızlık sorununun kökleri ana - baba çocuk ilişkilerine dayanır. Temel güven yerine güvensizlik, bağımsızlık yerine kararsızlık, girişkenlik yerine suçluluk duyguları geliştirmiş olabilir. Bulunan çevre benliği oluşturur.

SEN İLETİLERİ

İnsanlar sen iletilerinden hoşlanmazlar. Bunlar ilişkiye zarar verir . bunun üç nedeni vardır.
1)          insanlar neyi yapıp neyi yapmamaları gerektiğinin söylenmesinden hoşlanmazlar.
2)          Ben iletileri yardım çağrılarıdır. Bu ilişkilere sıcak tepkiler verirler. Newyork‘ta yapılan bir araştırmada telefon konuşmalarında en çok geçen kelime ben olarak tespit edilmiş. 500 konuşmada 3990 defa ben kelimesi geçmiş, çünkü herkes ben diyor. Herhalde bu kadar ben’in bizimle ilgilenmesini bekleyemeyiz. Öğretmenler istenmedik davranışlarını düzeltmek için sıklıkla neden dikkat etmiyorsun gibi sen dili kullanırlar.
3) Sen dili doğrudan suçlayıcı ve olumsuz olarak yargılayan bir ifadeyi içerdiği için mesajı alan kişi savunucu bir tutuma girer. Ben dilinde öğrenci doğrudan kendi kişiliğine yönelik olumsuzlukla karşı karşıya kalmadığı için öğretmen ile öğrenci arasındaki iletişim bozulmaz.
Her çocuk dinlenilmek, anlaşılmak ve kabul edilmek ister. Genelde bastırıcı ve güce dayanan yöntemler direnci: Baş kaldırmaya ve karşılık vermeye kışkırtır. Hangi öğretmen eşini ve arkadaşını disiplin altına almaktan söz edebilir. Güç yada otorite er yada geç ilişkileri bitirir.
Yüzleşme Sonuçları:
-değişmeye karşı direnme olur
-savunmaya iter.
-benlik saygısını azaltır.
-kızgınlığı artırır.
– içine kapanmasına neden olur.
Sen iletileri geçicidir. Kesin çözüm olmaz. Öğretmenler bu iletilerle öğrencilere kendi sorunlarının çözümünü verirler.
Örnek:
Sınıfta otorite bende
Sen değişeceksin çünkü ben öyle istiyorum.
Öğrencilerin kendi sorunlarını çözme sorumluluğu kendilerine verilirse sorumluluk duyguları gelişecek ve kendilerine güvenleri artacaktır.
Ben iletileri davranışını değiştirmesi için sorumluluğu doğrudan öğrencide bırakır. Sonuçta öğrenci kendi seçtiği ve kendi kararıyla belirlediği bir davranışla tepki vermeye yönelir.
DİNLEME
Duygular dosttur. Kişi etkin bir şekilde dinleyip duygularının ötesine geçirip alttaki sorunlarına ulaştıracağız. Dıştaki duyguları soyduktan sonra problemin kaynağına ineceğiz. (soğan gibi)
İnsan sinirlenince bilinmesini ister. Ör: insan sinirlenince o anda : tüm dikkatini bana ver . kendimi ne kadar kötü hissetmeme neden olduğunu bilmeni istiyorum ,duygusunu iletmek isterler. Bizde onu dinleyeceğiz . onu dinleyip duygularının dağılmasını bekleyeceğiz.
Kızgınlık ikincil bir duygudur. Her zaman başka duyguların sonucunda oluşur.
Ör: Bahçede dolaşırken çocuklardan birinin attığı taş başını sıyırıp geçer , burada ilk duygu korkudur. Ama sonra kızgınlık duygusu oluşur. Kızgınlık dile getirilince etkisini yitirir.
Dakikada 600 kelimelik bir konuşma hızını rahatlıkla anlayabilecek kapasiteye sahiptir. Normal konuşma hızının dakikada ancak 100 ile 140 kelime arasında olmasıdır. 460 kelimelik bir zaman süresinde zihin boş kalıyor. Bu zamanı insan kafası kendinde var olan malzemeyle doldurur. Kendisi için önemli sorunlara dönerler . Değer verme için otoritenin olmaması gerekir.
Fıkra: Padişaha çok güzel bir at hediye ederler. Ölü diyenin kellesini uçuracaktır. Vs.
Bir örnek de okuldan verelim. Öğrenci müdürün odasına girer. Arada ki fiziksel mesafe 8-
. öğretmenin yanına gider mesafe 3-. Bu mesafe arkadaşlarının yanında yarım metreye iner. Bu mesafeyi etkileyen otoritedir. Otoriteye boyun eğenler yaşamları boyunca çocuk kalır. Kendi gereksinimlerini göz ardı ederler. Çatışmaktan kaçınırlar.
DEĞER VERME
Beraber olduğumuz insanlar bizim ne kadar bilgili olduğumuza bakmazlar, onlara ne kadar değer verdiğimize bakarlar. İnsanlara değer verilince mana kazanırlar. Öğrenciler öğretmenlerin söylediği yaptığı, giydiği her şeyle ilgilenirler. Öğretmenler öğrencilerin önünde adeta podyumda gibidirler.
*** Cemil bey yaşlı bir tarih öğretmenidir. Her gün aynı dersi anlatmaktan bıkmıştır. Öğrencilerle anlaşırlar. Hafta da bir saat ders anlatacak diğer saatler de sınıfa bir teybi gönderecektir. Öğrenciler uslu bir şekilde teybe konan dersi dinleyecek ve not tutacaktır. Birkaç hafta böyle devam eder. Bir gün Cemil bey kuşkulanır ve sınıfı kontrole gider. Kulağını kapıya dayar dinler. Hayret sınıfta kimse yoktur. Kapıyı açınca gördüğü manzara müthiştir. Sınıfta tek bir örenci yoktur. Herkes sırasına bir teybi koymuş hocanın koyduğu teybinden okunan dersi kaydetmektedir.
Onlara ne kadar değer verirsek o kadar değer alırız.

YANLIŞ DAVRANIŞLARI DÜZELTME
Hatalıyı değil hatayı eleştireceğiz, kusuru kişiye söylersek kişi alınır. Bu hataya başkaları da düşebilir. Toplum içinde söylersek hem kişi alınmaz hem de herkes aynı hataya düşmez. Cezalandırma yaparken dikkat etmek gerekir. Cezayı kişiye değil istenilmeyen davranışa vermeliyiz. Umursama ma gibi bir ceza kesinlikle verilmemelidir.
**** Evde çok sevilen bir fare vardır. Deney yapılarak fareyi kimsenin umursamamasını istiyorlar. Fare dikkat çekmek için evde devamlı dolaşır. Kimse dikkate almaz. Fare kenarı çekilir midesine asit salgılamaya başlar ve midesi delinerek ölür. Yani kendini öldürür. **
En çok 14 yaşlarda suç işlenir.
YETENEK
İnsanlarda bir takım vasıflar vardır bu vasıflar bir çok insanda bastırılmış olarak kalmaktadır. Şartla ve olaylar bu vasıfları harekete geçirir. Her insanın kapasitesi farklıdır.
*** Adamın biri bilmediği bir otele gitmek ister. Yürürken karşıdan bir adam gelir. Ona sorar şuradaki falan otele gitmek istiyorum. Kaç dakikada gidebilirim. Karşıdan gelen adam hiç cevap vermemiş. Otele giden adam cevap gelmeyince yoluna devam etmiş. Birden arkasından bir ses işitmiş yarım saate ancak varırsın.
-Peki az önce niye cevap vermedin.
-Senin nasıl yürüdüğünü bilmiyordum ki hızlımı yürüyorsun yavaş mı.
İnsanların kapasitelerine göre davranmalıyız.
BAŞARI
Başarının artırılması için eğitim ortamının olması gerekir. Çocuğun yaşamını kolaylaştıran her şey onu bir şeyler öğrenmesini sağlar. Lavabo musluğuna yetişemeyen Çocuk diş fırçalamayı, askısı olmayan çocuk askılarını asamaz. Kendi boyuna göre ayarlanmış askı, çocuğun çok şeyi kendi başına yapmasına ve öğrenmesine olanak sağlar. Çocukların dinleyerek değil yaparak öğrenmeyi yeğlediklerini unutmayan ana-babalar çok iyi öğretici
olurlar.

http://www.rehberliknet.net/ 

ÖĞRETMEN

1- İnterneten plnalarını indir. Çıktısını al. Müdüre imzalat. (Gerçi artık bilgisayarda kalabilliyor kağıda basmak zorunlu değil ama..)

2. İyi bir zümre her zaman başarının anahtarı demektir. Yeni çalışmalarını zümredaşlarınla paylaş.

3. Kendini iyi bir öğretmen olacağım diye şartlandır yoksa bu yıl bir türlü geçmek bilmez sana işkence olur.

4. Benim işim bitti hemen çıkayım deme. Kal okuldaki arkadaşlarınla sohbet et.

5. Öğrencilerini ilk günden eksik malzemesiz okula gelmesine motive et. Sınıfta eksik malzemeli öğrenci her zaman seni yavaşlatacaktır.

6. İkinci haft MUHAKKAK bir veli toplantı yap. Toplantıya iyi hazırlanırsan hem veliler karşısında bocalamaz hem konusacaklarını unutmaz hemde bütün bir yıl rahat edersin. Mutlaka velilerinden 2 tane becerikli uyum içinde çalışabileceğin sınıf aile birliği üyleri seç.

7. Öğretmenler odasına girdiğinde yüksek sesle selam ver. Yoksa duymazdan gelinip ses verilmediğini gördüğünde üzülebilirsin.

8.Kendine güzel bir dolap hazırla.Bu dolapta ayakkabı parlatıcı süngerin, iğne, yedek kalem, silgi, tebeşir, ıslak mendil ve kolonya mutlaka bulunsun. En önemliside bir daksil öğretmenin en acil yardımcısıdır.

9. Okuda pasif öğretmen mi yoksa basrol mu oynayacağına karar vererek çalış.

10. Koridorda dimdik yürü. Seni gören öğrenci ceketini iliklesin.

11. Yazılılıarını yaptığın gün okumaya çalış ki sonradan sana bu angarya gelmesin.

12. Not defterini asla öğrenciye gösterme  ve notları bilgisayara yazmak için asla öğrenciden yardım alma yoksa sana SAYGISI kalmaz.

13. Yanında mutlaka bir ajanda bulundur. Hangi gün ne yapacağını öğrenci şikayetlerini eksiklerini buraya kaydet ki lazım olduğunda ne demiştim diyerek öğrenciye sorup komik duruma düşme.

14. Öğrencilerin,n gözlerinin içine bakrak konuş. Her doğru davranıştan sonra mutlaka teşekkür et.

15. Bir şeyi unuttuğunda öğrencilerinden özür dileki onlarda yanlış yaptığında bu en büyük erdemi söylemeye çekinmesinler.

16. Derslerine mutlaka zamanında gir ve zil çalınca mutlaka çıkabilirsiniz demeden çıkmalarına musade etme.

17. Her zaman doğruyu söyleki çocuklarında senden örnek alıp asla yalan konuşmadan hatalarını dürüstçe ifade edebilsinler.

18. Çocuklar yanlış bir şey yaptığında asla bağırma. Bağırmanın çözüm olamadığı tescillenmiştir.

19. Sınıfta istediklerini muhakkak önceden bildir. Sınıf kurallarını birlikte hazırlarsanız daha iyi sonuç aldığınızı göreceksiniz.

20. Mutlaka tüm velilere ulaşabileceğiniz telefon lisatesinden bir kaç tane farklı yerlerde bulundurun. Eve geldiğinizde bir öğrencinizin kaybolduğunu sıra arkadaşının telefonuna ihtiyaç duyabileceğini unutma.

21. Sınıfta asla birşey yiyip içme. Senin yediğin çok sıradan bir şey olsada çocukların canı çekebilir UNUTMA...

22. Mutlaka besleneme listesi hazırla ve beslenme saatinde mutlaka sınıfta gezin. Doğru beslenmeyi en iyi senden öğreneceklerdir.

23. Bir şeyi yasaklarken mukakkak nedeninide açıkla. Mesala cipslerin sağlıksız olduğunu göstermek için sınıfta bir cipsi yak yandığında insana vereceği zararları açıkla. Göreceksin ki asla senin sınıfında bir daha kimse cips yemeyecektir.

24. Sınıfta konuştuklarını dikkatli seç. Unutma ki her akşam evde en az 20 dakika yaptıklarımız ve konuştuklarımız anlatılıyor.

25. Sınıfa her gün bakımlı ve şık gir. Bu çocuklar için çok önemli onlarda seni örnek alacaklardır.
 

ÖĞRETMEN
.1- İnterneten plnalarını indir. Çıktısını al. Müdüre imzalat. (Gerçi artık bilgisayarda kalabilliyor kağıda basmak zorunlu değil ama..)
2. İyi bir zümre her zaman başarının anahtarı demektir. Yeni çalışmalarını zümredaşlarınla paylaş.
3. Kendini iyi bir öğretmen olacağım diye şartlandır yoksa bu yıl bir türlü geçmek bilmez sana işkence olur.
4. Benim işim bitti hemen çıkayım deme. Kal okuldaki arkadaşlarınla sohbet et.
5. Öğrencilerini ilk günden eksik malzemesiz okula gelmesine motive et. Sınıfta eksik malzemeli öğrenci her zaman seni yavaşlatacaktır.
6. İkinci haft MUHAKKAK bir veli toplantı yap. Toplantıya iyi hazırlanırsan hem veliler karşısında bocalamaz hem konusacaklarını unutmaz hemde bütün bir yıl rahat edersin. Mutlaka velilerinden 2 tane becerikli uyum içinde çalışabileceğin sınıf aile birliği üyleri seç.
7. Öğretmenler odasına girdiğinde yüksek sesle selam ver. Yoksa duymazdan gelinip ses verilmediğini gördüğünde üzülebilirsin.
8.Kendine güzel bir dolap hazırla.Bu dolapta ayakkabı parlatıcı süngerin, iğne, yedek kalem, silgi, tebeşir, ıslak mendil ve kolonya mutlaka bulunsun. En önemliside bir daksil öğretmenin en acil yardımcısıdır.
9. Okuda pasif öğretmen mi yoksa basrol mu oynayacağına karar vererek çalış.
10. Koridorda dimdik yürü. Seni gören öğrenci ceketini iliklesin.
11. Yazılılıarını yaptığın gün okumaya çalış ki sonradan sana bu angarya gelmesin.
12. Not defterini asla öğrenciye gösterme  ve notları bilgisayara yazmak için asla öğrenciden yardım alma yoksa sana SAYGISI kalmaz.
13. Yanında mutlaka bir ajanda bulundur. Hangi gün ne yapacağını öğrenci şikayetlerini eksiklerini buraya kaydet ki lazım olduğunda ne demiştim diyerek öğrenciye sorup komik duruma düşme.
14. Öğrencilerin,n gözlerinin içine bakrak konuş. Her doğru davranıştan sonra mutlaka teşekkür et.
15. Bir şeyi unuttuğunda öğrencilerinden özür dileki onlarda yanlış yaptığında bu en büyük erdemi söylemeye çekinmesinler.
16. Derslerine mutlaka zamanında gir ve zil çalınca mutlaka çıkabilirsiniz demeden çıkmalarına mğsade etme.
17. Her zaman doğruyu söyleki çocuklarında senden örnek alıp asla yalan konuşmadan hatalarını dürüstçe ifade edebilsinler.
18. Çocuklar yanlış bir şey yaptığında asla bağırma. Bağırmanın çözüm olamadığı tescillenmiştir.
19. Sınıfta istediklerini muhakkak önceden bildir. Sınıf kurallarını birlikte hazırlarsanız daha iyi sonuç aldığınızı göreceksiniz.
20. Mutlaka tüm velilere ulaşabileceğiniz telefon lisatesinden bir kaç tane farklı yerlerde bulundurun. Eve geldiğinizde bir öğrencinizin kaybolduğunu sıra arkadaşının telefonuna ihtiyaç duyabileceğini unutma.
21. Sınıfta asla birşey yiyip içme. Senin yediğin çok sıradan bir şey olsada çocukların canı çekebilir UNUTMA...
22. Mutlaka besleneme listesi hazırla ve beslenme saatinde mutlaka sınıfta gezin. Doğru beslenmeyi en iyi senden öğreneceklerdir.
23. Bir şeyi yasaklarken mukakkak nedeninide açıkla. Mesala cipslerin sağlıksız olduğunu göstermek için sınıfta bir cipsi yak yandığında insana vereceği zararları açıkla. Göreceksin ki asla senin sınıfında bir daha kimse cips yemeyecektir.
24. Sınıfta konuştuklarını dikkatli seç. Unutma ki her akşam evde en az 20 dakika yaptıklarımız ve konuştuklarımız anlatılıyor.
25. Sınıfa her gün bakımlı ve şık gir. Bu çocuklar için çok önemli onlarda seni örnek alacaklardır.
 

 

 

 

rehberinpostasi.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol